Ne aklına düşerim birinin
Ne aklıma düşer biri
Aklım düşer bu derde
Kalkamam yerimden
Mümkün müdür,
Hüzünlerin, silebilmek izlerini kalpten
Alışabilmek, alışmaya
Yaklaşıp yokluğa bunca çok
Yalamak sesleri, hiçin dilinden
Bir flamingo kadar pembe
Olabilse de düşler,
İçimize bu katran gerçekten düşer…
Yordukça yılları
Zamanın pulları düşecek avucuna
Bir bebeğin ağlamasıyla başlayıp
Bir yaprağın ölümüyle susacak evren
Kusacak beynin bütün hayallerini
Yer yerinden oynasa yeridir diyeceksin
Çürük elmalar gibi,
Düşerken yıldızlar kopup gökyüzünden
Bir kar fırtınası sakinliğinde yaşayacaksın tezatlarını
Bu tezatlar ki çocukluğun kadar eski,
eskiliğin kadar çocuktur
eski bir gocuktur arta kalan, kireçsiz duvarlarda
babadan kalma bir cekettir, sigara kokusunun sindiği
ve bindiğin omzuna bıraktığın izdir vefa…
neşesi ve sefası çekilmiş yıllardan,
üşümüş bir itin su kenarındaki resmidir arta kalan
zalim dağlar gibi durur işte orada
işte ortadadır, işte oradadır, yorma beni kalem…
iki ucu arasındadır dudağının denmez,
ipe çekilmiş, çarmıha gerilmiş, başı vurulmuştur sevdanın
ve düşmüştür sözlerim kuyuya yine
Yusuf kadar mahzun, Yusuf kadar ıslak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder