Ve yandı zaman
Eylül’den geçerken...
Eğilip su içerken aynadan
Ağzımın içine düştü Deniz
Bu yüzden Mavi ağlarım
haberin ola...
Ey hayalime uykusuz giren
Turuncu renkli bir elbiseden
soydum seni
Sıcaktır diye Eylül’dür diye
Buzluğa kışlık anılar koydum
Saman sarısı Zamanlar düştü Kestanelerden
Mevsim normalleri diye
seslenmedik
Derken kestanelerde düştü
Pay düştük zamandan ayrılığa
Adını Eylül koyduk
Nur topu gibi bir Eylül kaldı
bize bu aşktan
Eylül’e doyduk...
f.köseoğlu