Fahrettin Köseoğlu Şahsi Sitesidir. Yalnızca kendisine ait Şiir ve yazılar bulunmaktadır.
4 Şubat 2012 Cumartesi
Aşk’a Önermeler 2
…Aşk’ı bitirdiğini iddia eden kişinin sebepleri ne olabilir ki ? Aşk hiçbir tarifte “bir aksesuar” olarak geçmezken, onu bir küpeyi çıkarır gibi çıkarıp sandığa koymak nasıl mümkün olabilir? Aşk, insanın binlerce yıllık serüveninin en bilinen, kuralları zamana ve mekana göre değişmeyen, usulü ve uygulaması kesinlikle tespit edilemeyen…en merhametsizi bile dize getiren, en büyük çılgınlıkların uğruna işlendiği bir fenomenken. Onu tanımlayanlar onu bir büyü bir hastalık bir uçurum ve benzeri felaketlere benzetirken, nasıl oluyor da günümüz Aşıkları (!) onu kalbindeki haznesinden kolayca sökerek bir sandığa kilitleyebiliyor ?
Bu durumda,
Ya kişi kendisini bu süre zarfınca aşık sanmış ve aşk sandığı bu şeyin hiç de hikayelere, şiirler ve romanlara konu olan o efsunlu duygu olmadığı kanaatine vararak vazgeçmiştir !
Ya da gerçekten aşık olmuş ancak yeni medeniyetimizin duygudan arındırılmış “realizm ve bilim” hamlelerinin kölesi haline gelerek kalbini beynine kurban etmiştir ki
Her iki durum da, “insanlık” kaybetmiş demek değil midir ?
...Aşk biter mi ? yoksa Aşk, tıpkı enerji gibi değişik formlara dönüşerek sonsuza kadar uzaydaki seyrine devam mı eder ? Aşk’ı da bir çeşit Enerji olarak kabul edersek, enerjinin korunumu yasasına göre “enerji kaybolamaz ancak şeklini değiştirebilir” sonucuna varmaz mıyız ? bu durumda…bir birlerini çok seven iki insanın, aniden birbirlerinden nefret etmeye başlamaları daha iyi açıklanmaz mı?
…Aslında sorumuz, Aşk biter mi yoksa bitirilir mi ? şeklinde olması lazım. Zira Aşk kendisi biten bir “şey” olsa…her iki tarafın aynı anda sevmekten vazgeçmeleri gerekir ki bunun asla böyle olmadığını biliriz. O halde Aşk bitirilir ve ya taraflarca değişik bir şekle dönüştürülerek iç dünyalarda yaşatılmaya devam ettirilir…demek lazım değil midir ?
…Aşk öğrenilir mi ? en kutsal güdüsü olan “sevmeyi” deneyimleri ile geliştirebilir mi ? yoksa daha ilk seferinde eşi benzeri duyulmamış efsanevi bir aşka mazhar olabilir mi insan ?
…Aşk insanı olduğunu söyleyenler, aslında aşkı değil de aşıkının tavır ve davranışlarını kontrol etmek ve idare etmek konusunda uzmanlaşmış olabilirler mi ?
…İnsanın istediği anda Aşk’a son verebilip veremeyeceği konusu epeyce irdelendi. Ancak istediği zaman birisine duyduğu ilgiyi aşka çevirebilip çeviremeyeceği konusu diğerinden ilginç gibi.
Birisine sevmek isteyen, sevgisini artırmak isteyen veya artırdığına sevinen “güzele” olan meylinin esiri olarak mı yapar bunu yoksa çoktan aşık olmuştur ve aşk mı bunları ona dikte ettiriyordur ?
O halde Aşk, kendisine musallat olduğu kişiye geldiğini haber veren, bariz bir iz bir işaret veren bir duygu değildir , kişi kendisini aşık olmaya kurmuyor, Aşk zaten içine girdiği kişiyi şuurunun haberi olmadan çeşitli rastlantı ve oyunlarla (sevdiğine) seveceği kişiye doğru itiyor diyebilir miyiz ?
…Aşk, insani melekeler içerisinde en yücesi olmasına karşın, katillerin, hırsızların, soysuzların ve ahlaksızların dahi çeşmesinden içmelerine neden izin veriyor olabilir ?
Bu durumda Aşkı, elde etmek için diğer “insani duyguların” rahle-i tedrisatından geçmek gerekmiyor diyebilir miyiz ? o halde Tüm aşıklar iyidir ve aşıklara saygı gösterilmeli demek yanlış değil midir…
O halde Aşk, hangi çamura batarsa batsın saflığından ve temizliğinden bir şey kaybetmiyor diyebilir miyiz ?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder